3 Yaş Çocuk Gelişimi / 36 Aylık Özeti || Uyku, Yemek, Oyun Düzeni – Tuvalet Eğitimi
15 Aralık 2018’de Kerem’in 3 yaş kontrolü için doktoru Murat Kandemir’e gittik. Boyu 103 cm, kilosu 15.5 kg, ayakları 27 numara. Doktor tabiki ayaklarını ölçmüyor ben sadece bu yazıda referans olarakdurması ve unutmamak için yazmak istedim. Bu yazıda sizlere doktorumuzla konuştuklarımızın yanı sıra Kerem’in son aylardaki gelişimini anlatacağım.
28 aylık konuşmaya başladığından bu yana Kerem konuşmayı oldukça ilerletti. Herşeyi tekrar edebiliyor, kelimeleri bir sünger gibi içine çekiyor ve daha sonra hiç ummadığımız anlarda cümle içinde kullanabiliyor. Mesela Büyükbabası’ndan “Allah’a şükür” demeyi öğrenmiş, lego oynarken bir anda iç çekip “Allah’a şükür!” diyebiliyor. Veya “Anneanne inşallah ayın 28’inde bir aksilik olmazsa gelecek” diyebiliyor, ve tahmin edersiniz bu cümleler bizi çok güldürüyor. Kerem adeta bizim evin altın top’u.
Konuşmanın yanı sıra, harflere olan ilgisi sebebiyle Ingilizce ve Türkçe alfabeleri ezbere sayabiliyor, ve gördüğü herhangi birşeyi hecelemede çok iyi, heceleme dediysem ingilizce’deki spelling gibi, harfleri tek tek okuyor. Benim ve Efe’nin ismini eğer önünde harfler varsa, doğru harfleri seçip yan yana doğru bir şekilde koyarak yazabiliyor. Bizim isimlerimiz dışında yazabildiği bir kaç isim ve kelime daha var ama bunları eliyle yazamıyor.
Harflerden daha takık olduğu şey ise sayılar. Zaten 2 buçuk yaşındayken 1’den 100’e kadar İngilizce ve Türkçe olarak sayabiliyordu, artık 3 haneli sayıları da okuyabiliyor ama sadece Türkçe olarak. İngilizce olarak sadece yüzer yüzer sayıları biliyor o kadar; one hundred, two hundred.. gibi. Son zamanlarda 4 haneli rakamları da okumaya çalışıyor ama ben çok göstermemeye çalışıyorum. Yine de odasına resim yapacağız diye gittiğimiz çoğu zaman “hadi sayılar yapalımmm!” dediğinde, ağaç kedi kuş, Niloya’nın evi diye ilgiyi dağıtmaya çalışsak da, ısrarlarına dayanamayıp sonunda kendimizi, 1’den 400’lere kadar rakamları yazmış olarak buluyoruz ve o da okuyor. Birkaç hafta önce ise artık kalemi nispeten düzgün tutmaya başlayarak kendisi 1’den 30’a kadar sayıları küçük kağıtlara yazdı. Bazılarına ben de yardım ettim. Anı kalması açısından buraya o rakamların resimlerini koyuyorum ve en aşağıya da cevap anahtarı gibi hangi rakamları Kerem’in tek başına benim yardımım olmadan yazdığını yazacağım.
İçinde sayılar olduğu için saat okumaya da bayılıyor. Dijital saatleri 20:18 ‘i mesela, “aa saat yirmi onsekiiiizzz” diye okuyor. Analog’lara da yani kadranlı kol saatlerine de aşırı meraklı, minik minik anlatıyorum saatin nasıl okunacağını ama henüz tam çözemedi. E bir zahmet çözemesin de, daha 3 yaşında. Ama zaman kavramı oturmaya başladı. Fırın’ın saatinde 21:00’i gördüğü zaman “uyku saati gelmiiiş” diye dolanıyor evin içinde. Ve tabiki Tombala… Büyükbabası’nın Kasım ayında getirdiği tombala her gün en az 10 kez oynanıyor, sanırsın bize her gün yılbaşı.
Bir de tarihleri biliyor. En azından ayların 30 veya 31 çektiğini kavradı çünkü her sabah benim telefonumda takvim kısmında değişen rakamları yaklaşık 2,5 yaşında keşfetmişti ve Eylül 2018’den beri yani, 2 yaş 8 aylık olduğundan beri günleri sayıyor. “Bugün ayın kaçı?” veya “Bugün ayın 16’sı” evde en çok duyduğumuz cümle kalıpları arasında yer alıyor. Tarihlerle beraber ayları da öğrenmeye başladı, bu sayede zaman kavramı iyice gelişti, bu da benim en çok iş için seyahate gittiğimde işime yarıyor. Seyahate gitmeden en az 1-2 hafta önce Kerem’e iş için kaç gün evden ayrı kalacağımı, nereye gideceğimi, gideceğim yerin nerede olduğunu, uçakla kaç saat mesafede olduğunu, onunla da uçağa bindiğimizi, hatırlayıp hatırlamadığını, ne zaman döneceğimi anlatıyorum. Baya sohbet kıvamında geçiyor bu anlatmalarım. Hatta en son gitmeden önce telefonumdan google maps’e girip Rotterdam’ın nerede olduğuna beraber baktık ama pek ilgilenmedi. Ben yine de bu fikirden yola çıkarak Kerem’e bir harita almak istedim ve ablam sağolsun Kerem’e doğumgünü hediyesi olarak çok güzel bir Atlas hediye etti. Şu an ben okuyorum ve bayıldımmm.
Her neyse, konudan konuya atladım ama bu seyahatlere gitmeden beraber evde olmayacağım tarihleri küçük kağıtlara yazıyoruz ve duvarına yapıştırıyoruz. Böylece görsel olarak da kaç gün evde olmayacağımı görüyor. Kural, her akşam uyumadan önce babasıyla veya ablasıyla o günün tarihinin yazdığı kağıdı duvardan koparıp çöpe atmak. Kağıtlar azaldıkça, bana kavuşacağı gün de yaklaşmış oluyor. Son kağıdı da ben gelince beraber çıkarıyoruz. Bu Kerem’in çok hoşuna gidiyor ve çok şükür şimdiye kadar seyahate giderken bir problem yaşamadık.
Harfler ve sayılar konusunda bu kadar ileri olduğunu düşündüğümüz için doktor kontrolündeki ilk sorumuz tabiki Kerem’in “normal” olup olmadığıydı. Çok bir bilgim olmasa da en korktuğum şeylerden biri Otizm. Otizm “üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır (kaynak: http://www.ilootizm.com/makale/15/otizm-nedir.html).”
Bilgimin sadece okuduğum bazı gazete haberleri ve izlediğim filmlerle sınırlı olması sebebiyle “sayı takıntısının” Kerem için bir sorun olup olmadığını doktoruna danıştık ve Kerem’in normal olduğunu öğrendik. Kerem konuşabildiği, fiziksel temastan çekinmediği, iletişim kurabildiği ve lego boyama gibi oyunlarla 20dk civarı oynayabildiği için sayı takıntısı tolere edilebilir bir seviyede. Yine de doktorumuz ilgisini biraz başka yönlere de çekebileceğimizi söyledi. Biz de elimizden geleni yapıyoruz.
Peki neler yapıyoruz. Lego oynuyoruz. Lego duplo’nun evde en az 6 farklı çeşidi olabilir. Koca bir sepeti dolduruyor, biz de o legolarla şehir kuruyoruz. Mesela bir ev, yanına manav, market benzinci, ekmek fırını, pizzacı, pastacı ve havaalanı gibi dükkanlar ve yerler yapıyoruz. Evin babası arabasına atlayıp teker teker bütün dükkanlardan alışveriş yapıp eve bırakıyor.
Otopark oyunu oynuyoruz. 2 katlı bir otoparkı var. Önüne de bir benzinci koyuyoruz. Bir kutuda da boncuklarımız var, arabalar ödemeyi boncukla yapıyorlar. Genelde herşey 3 boncuk. Bir kağıda da otopark yerleri çiziyoruz ve içeri giren arabalar oraya park ediyor.
Kartondan bir direksiyonu var, Adım Adım’dan çıkmıştı, onu alıp araba kullanır gibi yapıyoruz, ışıklarda duruyoruz, yayalara yol veriyoruz, sağa sola dönüp düz gidip Anneannesinin evine varıyoruz. Tabiki arada yaptığımız ani frenlerde çok gülüyor.
Sulu boya, parmak boyası, pastel boya ile karalamalar yapıyoruz. Bazen de tırnaklarımızı boyuyoruz.
Ama en çok kek yapıyoruz. Haftada bir mutlaka kek yapıyoruz biz. Kerem’i tezgaha oturtuyorum, uslu uslu bekliyor beni. Önüne kasesini, un kavanozunu ve bardağını veriyorum, doldurup boşaltıyor unları, yoğuruyor, hamur açıyor (kendince). İlk su ile karıştırmıştık unu, ama elleri yapış yapış olunca hiç hoşuna gitmedi o yüzden bir daha su ile karıştırmadım, kendi mıncıklayıp duruyor.
Haftaiçi gündüzleri biz işe gittiğimizde evde televizyon ve ipad yok. Biz eve gelince akşam 18:00’den sonra ipad’i alıyor. Babasıyla oynadığı bir futbol oyunu, ve hepimizle ve kendi kendine oynayabildiği Toy Blast var. Lego’nun da app’ini indirdim, bazen onunla da oynuyor. Ipad’den youtube’u sildim, ve bir sürü Niloya çizgi filmi indirdim. Arada yenilerini de yüklüyorum ki çok sıkılmasın. Niloya’ları çok seviyor. Bu ara anneannesi’nin telefonundan youtube’da “Canım Kardeşim”i keşfetmiş. Evde televizyonda bir kere açtım ama daha açmayı düşünüyorum. TV olunca hep baby tv izlemek istiyor ama bence artık baby tv ona çok basit kalıyor. O yüzden netflix’ten hayvanlar belgeselleri açmayı veya farklı çizgi filmleri açmayı düşünüyorum. Yavaş yavaş…
Yemek konusu hala sıkıntılı. Çok yemek seçiyor, sebze yemiyor, köfte ve arpa şehriye pilav ile besleniyor diyebilirim. Köftesinin içine sebze rendeliyoruz, çorbalarına katıyoruz, her sabah da bir kuru kayısıyı haşlayarak reçel gibi bir hale getiriyoruz, bu sayede katı da olsa her gün en az bir kere kaka yapabiliyor. Doktorumuzun dediğine göre bu yemek seçme huyu bir iki aya geçecekmiş. Hadi İnşallah diyorum.
Uyku konusunda ise güzel gelişmelerimiz var. Kerem bizimle uyuyordu ama artık yatağa sığamadığımız ve uykumuz çok kalitesizleştiği için Ekim ayında, kendisini yatağına geçirdik. Çok kolay olmadı, 1 hafta biraz direndi ama sonunda başardık. İlk başlarda bir akşam ben bir akşam Efe, bazı akşamlar biz dışarıda olduğumuzda da ablası uyutuyordu ama benim seyahatlerim artınca, ben yokken Efe ben varken de genelde ben uyutmaya başladım. Şu anda, Kerem’in yatağının yanına bir yer yatağı yapıyoruz, ve o uyuyana kadar biz de yanında yerde yatıyoruz. Bazen yanında uyuya kalıp sabaha kadar orada uyuduğumuz da olabiliyor, ama çoğu zaman uyutan kendi yatağına geri dönüyor ve Kerem sabaha kadar uyuyor. İlk haftalarda sabaha karşı 2-3 gibi bir uyanıyordu ama son zamanlarda hiç böyle uyanmadı. Sabah 7-8 arası bir saatte kendiliğinden uyanıyor.
Tuvalet konusunda ise bu yazıyı yazdığım 27 Aralık 2018 tarihi itibariyle güzel haberlerim var. İlk defa 25 Aralık’ta Kerem hem tuvalet oturağına hem de lazımlığına oturarak çiş yaptı. 2 gündür sabah uyandığında lazımlığına oturuyor ve çok güzel çişini yapıyor. Henüz kakaya başlamadı. Dün hemen gidip ona Marks & Spencer’dan renkli donlar aldık. Doktorumuz 3 yaş kontrolünde 1-2 aya kendiliğinden tuvalete yapacağını söylemişti, zorlamayın üstüne gitmeyin demişti ve yine dediği çıktı. Ben son 1 aydır O’na, 3 yaşına geldiğinde artık tuvalete yapmaya başlayacağını, artık kocaman olduğunu bezini bırakabileceğini anlatıyordum ve “anlaştık mı” diyordum ama doktoru zorlamamaı, tuvalet nedeniyle 3 yaşına girmek istemeyebileceğini söyledi. Bilmiyorum, belki de O da kendini hazırladı, belki zaten zamanı gelmişti ama sonuçta başladı. Önceden oturmayı bile kabul etmiyordu çünkü, şimdi en azından oturup yapıyor. Bezini hala çıkarmadım. Son 1 senedir geceleri kuru kalkıyor zaten ama geceleri yine de bir süre daha bezini takarım sanırım. Bu ara çok soğuk, gecenin bir yarısı çocuğu üşütüp olaydan soğutmak istemiyorum.
Tuvalet eğitimi ile ilgili bazı kitaplar alıp okumuştum, bir tanesinde çıkartmalarla ödül sistemi tanımlanmıştı ama ben ödül’e karşıyım o nedenle onu uygulamadım. Özellikle Özgür Bolat’ın “Beni ödülle cezalandırma” kitabını okuduktan sonra ödülün işleri kolaylaştıracağına zorlaştırdığına inanıyorum.
Kerem’in 3 yaş özeti bu şekilde, siz de kendi tecrübelerinizi paylaşmak isterseniz, yorumlarınızı bekliyorum. Sevgiler.
*Kerem’in tek başına yazdığı sayıların sonuçları: 1,2,3,4,5,6,10,12,13,14,15,16,17,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30