Çocukla Haftasonu Kapadokya Gezisi || Uçak’la Seyahat || Çocukla Gezmek
Hafta sonu ailece küçük bir tatile çıktık ve Kapadokya’ya gittik. Kapadokya aslında Nevşehir’i içine alan bir bölgenin adı, Ürgüp – Göreme arasında peri bacalarının yer aldığı bir doğa harikası. Kapadokya’da gezilecek yerler, Kapadokya’da nerede kalınır, Kapadokya’da kaç gün gezilir, Kapadokya’da ne yenir, Kapadokya restoranları gibi detayları “Kapadokya Gezi Rehberi – Gezi Notları” yazımda bulabilirsiniz. Bu yazıda ise daha çok çocukla seyahatin detaylarını, çocukla seyahatte nelere dikkat etmeniz gerektiğini ve bizim gidişteki yol maceramızın nasıl geçtiğini anlatacağım.
Efe iş için Aksaray’a gideceğini söyleyince, hem oraya taşınmış olan arkadaşlarımızı ziyaret etmek hem de Aksaray’a bir saat mesafedeki Kapadokya’yı görmek için bulunmaz fırsat diye düşünerek bir hafta sonu gezisi organize ettim. Cuma günü işten öğlende çıkıp eve gittim. Kerem’i ve eşyalarımızı alıp arabaya atladım ve Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan 15:55 Nevşehir uçağına bindik.
Efe 2 gün önden gittiği için eşyalarımızın çoğunu Efe’yle göndermiştim. Kerem’le yalnız seyahat edeceğim için hem bavulu hem puseti idare etmek benim için çok zor olurdu. Efe’nin büyük bavulu önden götürmesiyle, ben sadece bir kabin boy, Kerem’in puset çantası ve Kerem’in puseti ile seyahat edebildim.
İstanbul’da çocukla araba yolculuğu bir problem biliyorsunuz. Taksilerde oto koltuğu bulmak mümkün değil, ben de Kerem’i TEM yolunda süratle giderken kucağımda tutmak istemiyorum. Havaalanına ise metro hala yapılamadı. Otobüsler desen çocukla binmek için uygun değil, üstelik otobüs durağına gidene kadar da bir araba lazım. O nedenle kendi arabamızla gittik havaalanına. Yola çıkmamız gereken saat tam Kerem’in uyku saati olduğu için O’nu evde uyutmadım, sütünü hazırlayıp arabaya öyle bindik ve bu sayede havaalanı yolu boyunca yarım saat kadar uyumuş oldu. Normalde 2 saat uyuyan Kerem için 30dk çok az, ama seyahatlerde düzeni biraz bozulabilir ve bunu o kadar da önemsemiyorum. Önemsesem de yapabileceğim bir şey yok, hiçbir yere gitmeyip evde oturmam lazım. Zira bu nedenle çocuk 2 yaşına gelene kadar pek bir yere gitmedik ama artık büyüdü ve gezme zamanı geldi.
Havaalanında arabayı park edip, Kerem’i de pusetine oturtup, bir elimle puseti diğer elimle 4 tekerlekli kabin boy bavulumu iterek terminale girdim. Tav Passport kartım olduğu için Kerem’le seyahatimiz biraz daha kolay oldu. Havaalanında hızlı geçiş’ten geçtiğimiz ve Lounge’tan yararlanabildiğimiz için daha sakin ve kalabalıktan uzak olduk. Hızlı geçişlerde tek başıma olmama rağmen, arkamda bir güruh beklemediği için nispeten daha rahat eşyaları x-ray bantına koyabildim. Bütün polisler ve görevliler çocuklu olduğum için bana çok yardımcı oldular, Kerem’i de çok sevdiler. Sanırım bütün havaalanı personeli ile sohbet etmiş olabilirim. Lounge’ta ise ayrı rahattık. Ücretsiz olarak yemek ve içecek hizmeti verdiklerinden hem Kerem’le karnımızı doyurduk, hem de yine çok kalabalık olmadığı için rahatça Kerem etrafta koşturabildi.
Eğer çocuğunuzla tek başınıza seyahat ediyorsanız, elinizde minimum eşya ile seyahat etmeye çalışın. Eşyalarınızı büyük bir bavula koyun ve bavulu da uçağın bagajına verin. Böylece terminalde sadece çocuğunuz ve onun puseti ile uğraşmak durumunda olursunuz. Eliniz kolunuz dolu olursa, çocuğun peşinden koşmak da zor olacaktır. Kerem sıkıldığı için ben onu pusetinden indiriyorum, ama sizin uslu bir çocuğunuz varsa ve şanslıysanız belki bütün terminaldeki bekleme zamanı boyunca pusetinde oturur.
yolda çocuğu oyalayacak şeyler lazım. Tablet ve telefon benim en çok yararlandığım şeyler ama bunların yanı sıra boya kalemleri, boya defteri, birkaç adet kitap, bir iki araba, ışıklı sesli bir iki oyuncak da çantamda bulundurduklarım. Ayrıca bolca ıslak mendil, su ve atıştırmalıklar da yanımda geziyorum. Çocukla seyahati önceden planlarsanız tek başınıza yapamayacağınız şey yok!
Uçağa bindiğimizde Kerem’i biraz tabletle biraz yemekle oyaladım ve sorunsuz bir şekilde Nevşehir’e vardık. Nevşehir havaalanından bizi Efe aldı ve direkt Aksaray’a arkadaşlarımızın evine saat 19:00 gibi vardık. Akşam yemeğinden sonra Kerem’i 10 gibi uyuttum ve 2 saat rahat bir “anne zamanı” geçirdim.
Kapadokya geziminizin detayları bir sonraki yazıda 🙂