GoodBye – Hoşçakal 2017 || 2017 Kararlarımı Gözden geçiriyorum
2017’ye veda ederken bu yılın bir değerlendirmesini yapmak, tam 1 sene önce yazdığım “Yeni Yıl Kararları | 2017 New Year’s Resolutions” (yazının orjinali için linke tıklayabilirsiniz) yazıma bakıp acaba neyi başardım neyi başaramadım diye bir öz eleştirimi yapmak istiyorum.
Madde madde üzerinden geçeceğim ama farkına vardığım birşey, hedeflerimin daha ölçülebilir olması gerektiği. Bu nedenle 2018 yılı kararlarımda, şirkette çalışırken yıl hedeflerini nasıl ölçülebilir hedefler olarak koymaya özen gösteriyorsam, kişisel hedeflerimi de aynı şekilde koymaya gayret göstereceğim. Hazırsanız başlıyorum!
Kimsenin sinirimi bozmasına izin vermeyeceğim
Çoğunlukla vermedim de! Bu konuda yılın birinci yarısı oldukça kötü geçse de yaptığım uzun yaz tatili sonrası biraz daha kendime gelmiş ve boş vermişliğin zirvesine çıkmıştım. Özellikle iş yaşamı benim için artık vız gelir tırıs gider, umurum değil. İşimi yaparım, beğenmeyen varsa kendi bilir. Özel hayatım ise daha stabil, kendimi evime çocuğuma ve sosyal medyaya adamış durumdayım. A bir de dizilerim var tabi ki. Doğum sonrası ilk bir yılın acısını bu sene izlediğim dizilerle çıkarmışımdır. Ne mi izliyorum? O da başka bir yazı konusu!
Akşamları yürüyüş yapacağım
Yaptım! Yılın ilk yarısında, akşamları Kerem’i uyuttuktan sonra yürüyüşe çıktım. Çoğunlukla başka şehirlerde yaşayan arkadaşlarımla uzun telefon konuşmaları yapabildiğim nadir zamanlardı, böylece bir taşla iki kuş vurmuş oldum. Yılın ilk yarısı Kerem’in 1-1,5 yaş aralığına geldiğinden, akşam uykusu nispeten erken saatteydi (20:30 gibi) ve böylece çok efor harcamadan onu uyutup yürüyüşe çıkabiliyordum. Yılın ikinci yarısı, yaz tatilinden sonra Kerem’in gece uykuları daha geç saatlere kayınca, ben de çoğu zaman kendimi onunla uyuya kalmış buluyordum. O nedenle akşam yürüyüşleri önce yerini işten gelip akşamüstü yürümeye bıraktı, ekim sonrasında da havanın iyice kararmasıyla çalıştığım Plaza’nın spor salonunda öğlenleri 45dk tempolu yürüyüşe döndü. Ben bu Plaza’daki spor salonunu sevdim. Normalde spor salonlarına karşıyımdır ama, öğlen boş boş oturup popomu büyüteceğime, hiç yoktan 250 kalori yakma şansım var! Üstelik açıyorum cepten dizimi, koyuyorum karşıma, hem izle hem yürü. Acayip bir zaman tasarrufu, üstelik yürümekten sıkılmıyorum da. Kan ter içinde 45dk’ı tamamladıktan sonra da mis gibi duşumu alıp, saçlarımı yıkayıp kuruttuktan sonra misler gibi kokarak ofisime geri dönüyorum. Öğlen yıkanabilmek hayatımda inanılmaz bir zaman tasarrufu yarattı. Artık kan ter içinde koşa koşa banyo yapmak, duşakabinin camına yapışan Kerem’e dil dökmek yok. Yıkanıyorum, çıkıyorum! Tabi ki toplantım yoksa… e o kadar kusur kadı kızında da olur.
Kilo vereceğim
İşte bunu yapamadım. Hala 72 kiloyum. Ne alıyorum ne veriyorum, resmen yerimde sayıyorum. Öğlenleri evden getirdiğim yemekleri yediğim için, hafta içi beslenmem oldukça sağlıklı ve düzenli. Sebze ağırlıklı ve belli porsiyonlarda yediğimden, yoğurdumu kuru kayısımı eksik etmediğimden ve tatlı yememi de kısıtladığımdan 5 gün çok dengeli beslendiğimi söyleyebilirim. Fakat Cuma akşamının gelmesiyle zıvanadan çıkıyorum resmen. Hafta sonu kendimi böreğe hamburgere verince, ne kilo veriyorum ne alıyorum. Bu sene en düşük 70 kiloyu görebildim en fazla da 75’i gördüm Eylül’de Çeşme dönüşü. Yıl sonu itibariyle 72’de sabitim. Yıl içindeki net iş = 0
Tatil yapacağım
Bak bunu yaptım işte! Hem de ne tatil, düşman çatlatır, dost kıskandırır. Bu sene toplam 7 hafta tatil yaptım. Mayıs ayında 1 hafta Lizbon‘a gittik, detaylar için buraya tıklayabilirsiniz. Sonra yazın Temmuz ayında blok olarak 4 hafta izin aldım! 1 hafta Kos-Rodos gezdikten sonra, Bodrum Ortakent’te 3 haftalığına kiraladığımız apart’a geçtik. Bütün kış hayal ettiğim tatili yapmak, çok şükür sağlıkla sıhhatle nasip oldu. Allah bir daha nasip etsin inşallah!
Temmuzdan sonra Ağustos’un ikinci yarısından Kurban Bayramının sonuna kadar Çeşme’de kaldık. Yaklaşık 3 hafta. Bu kısımda aslında evden çalıştım, bir kısmı mecburi home-office, diğer kısmı tatildi ama böyle home office’e can kurban. Ayağın çimende basılı dururken bahçeden çalışmak nasıl bir nimettir, bilir misin ey beyaz yakalı! Böyle çalışmak, adeta bir hobi, bir eğlence! Kısaca yaz tatilinin dibine vurdum. Bu konuda alkışı hak ediyorum.
Hikayemi yazacağım
Yazamadım. İş, ev, blog ve artık düzenli içerik ürettiğim YouTube derken, hikaye roman olaylarına giremedim. Blog’u yönetmek oldukça zaman alıyor ve içerik üretmek ve olanları düzenlemek iş temposu ve iş seyahatleri arasında anca başa çıktığım bir şey. Bu arada blog yazmak bana o kadar iyi geliyor ki! Resmen terapi. Üstelik sizler okudukça aldığım hazzı anlatamam. Duvara konuşmuyorum, orada birileri bu yazdıklarımı okuyor. Ve yazmamın amacı size de pozitif enerji geçirebilmek, kendinizi iyi hissetmenizi sağlamak ve yalnız olmadığınızı söylemek. Umarım işe yarıyordur!
Ayda 1 film izleyeceğim
Yalan yok! Çok film izleyemedim. Aslına bakarsanız şu an ne izlediğimi de hatırlamıyorum. Yazmamışım çünkü hiçbir yere! Bu da bana not olsun, bundan sonra izlediğim filmleri yazayım, hatta haklarında video çekeyim bir de! Velhasıl, film pek izleyemesem de, yukarıdaki paragrafların birinde belirttiğim gibi dizi izlemenin dibine vurdum! Neler neler izlemedim, türkü yabancısı… Bu konuyu bu küçücük paragrafta heba etmeyip ayrı bir yazı yazacağım! Kendime Not!
Haftasonu gezileri
Bir sonraki seneye taşınacak bir güzide karar daha. Maalesef pek gezip tozamadım haftasonları. Yine klasik cadde ev arası mekik dokumaca. 2018 yazım için daha spesifik bazı kararlarım var. Bu sefer başaracağımı umuyorum.
Hadi sizde 2017’yi bir gözden geçirin, neler oldu neler bitti, aldığınız kararları yerine getirebildiniz mi? Yorum olarak yazın, beraber okuyalım! Sevgiler.
Not: Kullandığım fotoğraf www.pexels.com’dan. Üzerine yazıyı ben yazarak biraz modifiye ettim ama çok güzel fotoğraflar da var. Kullanmak da ücretsiz. Bir bakın derim.