22 AYLIK ÖZET
(23 Eylül – 23 Ekim)
Yazlıktan döndüğümüzden beri Kerem annem ve babamla çokça vakit geçirmeye başladı. Düzenimiz şu şekilde, hafta içi 2 veya 3 gün annem bize geliyor. Bazen babam, bazen de ablam ona eşlik ediyorlar. Sabah kahvesine önce Kozzy’ye gidiyorlar ve sonra da ya 2. Kattaki oyun salonunda, veya en alt kattaki playland’de zaman geçiriyorlar. Playland’de arabalara biniyor ama hala çalıştırmıyoruz. Çalıştırırsak korkabiliyor çünkü. Bazen de oyun alanına giriyor, kaydıraktan top havuzuna atlıyor. Bu ay henüz tam zıplamayı öğrenemedi. Daha çok içeride dolaşıp topları topluyor.
Annem’in gelemediği günlerde Şemşat ya parka ya yine Kozzy’ye çıkarıyor Kerem’i ve Cuma günleri Kerem’in cadde günü. Sabah işe gitmeden Kerem’i hazırlayıp 07:30 gibi evden çıkıyoruz ve evde kahvaltı bile etmeden direkt anneme gidiyoruz. Ben hiç yukarı çıkmadan Kerem’i bırakıp işe devam ediyorum, onlar annemle kahvaltı yapıp sonra dışarı kahve içmeye ve dolaşmaya çıkıyorlar. Mark & Spencer’ın 3. Katında bir oyun salonu var. Bazen oraya gidiyorlar, bazen de bir cafe’de oturup öğlen yemeği yiyip sonra uyumak için eve gidiyorlar. Biz de Efe’yle Cuma akşamları iş çıkışı anneme gidiyoruz, bazen akşam yemeğini dışarıda yiyoruz ve sonra Kerem’i de alıp eve geçiyoruz.
Düzeninde pek bir değişiklik yok. Sabahları 07:00 – 07:30 arası kalkıyor, güzel kahvaltı ediyor, hala öğlenleri bir uyku yapıyor, bazen 2 bazen 3 saat uyuyor ama arada erken uyanıp tekrar pış pışlamamız gerekebiliyor. Akşamları da 20:30’da banyo ve sonra uyku ama artık şansa bir saat sürdüğü de oluyor uyumasının. Sanırım öğlen çok uyuduğu için akşamları geç uykuya dalıyor.
Bu ay çok detaylı bir yazı yok, aşağıda kısa kısa bazı önemli tarihleri bulabilirsiniz.
23 Eylül’de Kerem’in doktor kontrolüne gitmiştik. Detayları şu yazıdan okuyabilirsiniz.
27 Eylül’de Kerem’in Micro Scooter’ını aldık. Bu ay pek binmedi ama minik denemeleri var diyelim.
1 Ekim’de ablam bana çok güzel bir doğum günü yaptı. Aslında amacımız sahilde kutlamaktı ama hava yağmurlu olunca, evde aile arasındaya döndü program ve Melo’lara gittik. Artık 35 yaşındayımmm!
İlk defa inek deyince “möö” dedi. Babama “iiii” diyor. İbrahim’in İ’si. Tuğrul’a da “tuuu” gibi bir şey dedi.
1 Ekim’de yatağının yan korumasını açtım ve kendi odasında uyuttum. Uyuturken ben de yanına oturdum. Artık havalar soğuduğu için uzun kollu badi ile yatırdık. Odasını çok sevdi. Devamlı yatağına çıkıp oturuyor, odasında oyun oynuyor. Salondaki bütün oyuncaklarını da odasına taşıdım ve odasındaki tv koltuğunu da salona geri taşıdık. TV ünitesinin önündeki çitleri de kaldırınca, evimiz tekrar eve, salonumuz salona benzemeye başladı. Bu ay annemlerin yakınlarında baya bir ev gezdim, taşınmaya oldukça niyetlendim ama yüksek kiralar sebebiyle gene vazgeçtim sonuçta. En azından salon biraz düzgün olunca, bir süre daha bu evde idare edebilirim diye düşündüm.
4 Ekim’de sol taraf alt küçük azı göründü. Üstü henüz tam açmadığı için göremedim. Ama çıkmış olabilir.
9 Ekim sabahı Kerem yatağında uyandı. Gece hiç uyanmadan yatağında uyudu.
13 Ekim: çiş ve tren diyor. Tren çok belirgin değil. Trrr Trrr diye bir ses çıkartıyor. Lazımlıkta 13 ekimden beri benle oturuyor. Ben tuvalette o lazımlıkta. Henüz yapmadı çişini ama oturuyor en azından.
15 Ekim Pazar günü Zekiye’lerle beraber Ataşehir’de Adana Park diye bir restoran’a kahvaltıya gittik. Çocuklar için geniş bir oyun alanı olduğundan orayı seçtik. Kerem ve Mert de oldukça sevdiler ve baya da oynadılar ama bizim ebeveynler olarak kafamız şişti. Özellikle kahvaltının bitmesine yakın bütün çocuklar odaya doluştu ve yaşı büyük olan çocuklar da gelince bizimkiler gibi ufak olanlar için tehlikeli bir hal almaya başladı çünkü çocuklar resmen birbirlerini yumrukluyor ve vuruyorlar. Neden böyle hırçın bir nesil yetiştiriyoruz hiç anlamadım. Durum içler acısı.
21 Ekim günü Nubebe’den kışlık botlarını aldım. Kendime de birkaç parça kıyafet alışverişi yaptım.