Çalışan annenin dramı | Hasta Bebeği Evde Bırakıp İşe Gitmek
Yine bir Çalışan Anne dramı ile karşınızdayım. Bu sefer de hasta bebeği evde bakıcı ile bırakıp işe gitmek zorunda olan annelere gelsin yazım. Annelik ömür boyu çekilen bir vicdan azabı. Bu yazı da benim günah çıkarmalarımın bir yansıması.
Sabah Kerem’le bakıcısı kahvaltı ederken ben evden çıkıyorum. Allahtan çalışma saatlerim el veriyor da sabah en azından beraber uyanıp biraz yatakta yuvarlanıyoruz, gülüp eğleniyoruz da ondan sonra bakıcısı Kerem’in üstünü giydirirken ben de kendim giyiniyorum.
Genelde Kerem kahvaltı sofrasındayken evden çıkmaya çalışıyorum. Mama sandalyesinde olduğu için kalkıp yanıma gelemiyor. En fazla biraz sızlanıyor, o zaman da hemen ce-ee oyunu imdadıma yetişiyor. Bebeklerin hafızası çok kısa, ağlarken 2 saniye sonra birden ce-ee yaptım diye gülmeye başlıyor. İyi ki de öyle yapıyor. Eğer beni Kerem geçirecekse çünkü arkamdan ağlama sesleri gelerek evden çıkmak zorunda kalıyorum. O da benimle beraber koridora çıkmak istiyor. Atta’ya gitmek istediği için mi yoksa ben gidiyorum diye mi ağlıyor bazen emin olamıyorum. Belki de her ikisi için ağlıyordur.
Çalışan annelerin en zorlandığı konulardan biri bence bebeği hastayken işe gitmek zorunda olmak. Ateşi var, öksürüyor, ve sen O’nu öylece bırakıp başka bir yere gidiyorsun. Ne için? Para kazanmak için! Değer mi, değmez mi, o konuyu ben hala çözemedim. Kafamda her gün deli sorularla işe gitmeye devam ediyorum, çektiğim vicdan azabı ise manda gibi yüreğime oturuyor (strawberrykumi’ye selamlar olsun 🙂 )
Kerem hasta. Benim yüzümden, benden bulaştı. Bu bile başlı başına bir vicdan azabı. İşe gelip günde en az 5 kere bakıcıyla konuşuyorum. “Şu ilacı ver, öksürük şurubunu ver, unutma bu ilacı 6 saatten önce bir daha veremezsin, yine ateşi çıkarsa ötekini ver” diye binlerce talimat yağdırıyorum. “Uyudu mu? Kolay uyudu mu? Kaç saat uyudu? Kaçta kalktı? Yemeğini yedi mi? Keyfi nasıl? Mutlu mu?”… bir sürü soru soruyorum. Yetmiyor, açıp kameradan izliyorum. İşte bunun gibi screenshotlar alıyorum.
Çalışan anne olmak zor zanaat. Evde çocuk bakan arkadaşlarım “sakın işi bırakma, ben evde kafayı yiyorum” diyorlar bana. Kimisi de zor olduğunu kabul ediyor, “ama o çalışma koşullarındansa bebeğimi tercih ederim” diyor.
Evet evde çocuk bakmak çok zor. Ben çok fazla deneyimlemedim, yalan yok. İmkanım vardı, yardım aldım. Ama o koşullarda bile bana zor geldi, en zoru da uykusuzluktu. Bebeğimin keyfini 15 aylık olduktan sonra çıkarmaya başladım. Öncesinde biraz da görev gibi yaptığım şeyleri şimdi gerçekten içimden gelerek yapıyorum. Bu nedenle belki, işi bırakıp evde çocuğuma kendim bakmam gerekirse yapabilirim gibi geliyor, düşüncesi en azından hoşuma gidiyor, ama öyle bir enerjim olmadığını, her şeye tek başıma yetişemeyeceğimi aslında biliyorum.
Bu enerjiye sahip olan, çocuğuna tek başına bakabilen ve yetebilen annelere hayranım. Bence dünyanın en zor işini yapıyorlar. Keşke ben de onlar kadar güçlü olabilseydim.