16 AYLIK BEBEK || 16. AY ÖZETİ
16. ay Kerem’in bence en sevimli olduğu ve bir bebekten çocuğa dönüştüğü ay oldu. Artık iyice laftan anlıyor, bir şeyi getir götür dediğin zaman, söylediğini yapıyor. Hatta “tokam nerde?” diye sorduğumda yerlere yatıp benimle beraber arıyor 🙂
Hala 7 dişi var. Salyası çok ve devamlı diş etlerini kaşıyor ama gelen giden yok.Bizim evdeki tartıya göre 11 kg’yu geçti, boyunu tam bilemiyorum ama uzadı gibi geliyor bana.
23 Nisan 2017 – Doğa Çiftlik Evi / Gebze |
UYKU
Bu ayın son yarısı fena geçti, nedense uykuları gene bozuldu ve sabaha doğru 3-4 gibi uyandı. İşteyken çok özlediğim için geceleri uyanırsa yanımıza alıyorum. Malesef her zaman yanımızda uyumuyor, ama bir-iki sefer yatar yatmaz uyumayı başardı. Onun dışında ayılıp bizimle oyun oynamayı tercih ediyor.
Gündüzleri artık tek uykuya geçti. Saat 1 gibi yatıp 3 gibi kalkıyor. Genelde 2 saat uyuyor ama bazen arada uyanınca tekrar pışpışlamak gerekebiliyor. Akşamları da uyku saati biraz geçe kaydı. 21:00 civarı uykuya dalmış oluyor. Sabah da 08:00 civarı uyanıyor. Nadiren bazı günler 2 uyku yaptığı oluyor, ve gene bazı günler biraz daha erken yatırabiliyorum. Tamamen gün içindeki düzenine bağlı bu değişiklikler.
BESLENME
Bu ay genel olarak çok iştahlı olduğu söylenemez. Önüne kapaklı bir kutu koyarak yemek yediriyoruz. O kutuyu açıp kapamaya çalışırken, sağolsun arada ağzını da açıyor yemeklere. Akşamları yatmadan kendi yaptığımız muhallebiyi veriyorum, gece de 180cc veya 210 cc süt içiyor uyumadan önce. Geceleri 6 numara bez bağlıyorum çünkü son zamanlarda çiş sızdırma olayını çok yaşadık. Normalde de premium care yerine normal primaya geçiş yaptık.
Bu ay kaşık ve çatalla kendi kendine yemesi üzerine çalışmalar yapıyoruz. Aynı zamanda penguen suluklarını bırakıp, pipetli bardak ve normal bardak kullanmaya çalışıyoruz. Pipetliyi çok güzel beceriyor ama normal bardaktan suyun yarısını içip kalan yarısını üstüne döküp oynuyor.
AKTİVİTE
23 Nisan 2017 – Doğa Çiftlik Evi / Gebze |
Kerem artık daha güzel oyun oynuyor. Ayağıyla top sürmeye başladı, balonları mıncıklamayı çok seviyor ve en büyük hobisi buzdolabına kolaları yerleştirmek. Tencere dolabı ve tahta kaşıkların durduğu çekmeceyi boşaltıp tekrar yerleştirmek de ikinci sırada yer alıyor. Evdeki bütün kapıları açabildiği gibi, bu ara sokak kapısına dadanmış durumda, devamlı açıp kapamak istiyor. Tek sorun arada dışarı da çıkıyor, o nedenle kapıyı artık hep kilitliyoruz. Resmen sınırlarını genişletiyor, gözümün içine baka baka koridora çıkıyor. Bu ay anahtarı kapıya sokmaya çalışıp bazen başlardığı da oldu. Yarım saat sıkılmadan uğraşıyor.
Espri anlayışı baya gelişti. Deli gibi kolumuzu omuzumuzu ısırıp gülüyor, nasıl öğreteceğim bilemiyorum. “Anne ısırılmaz”, “biz insanları ısırmıyoruz, öpüyoruz” desem de nafile, henüz anlamıyor. Arada bir içinden sevgi taşıp kafama atlayıp saçlarımı birbirine karıştırıyor, ama en güzeli yanağını yanağıma dayayıp bana sarılıyor. Hatta bazen öyle uyumaya çalışıyor, resmen üstüme yatarak. Sırtımıza tırmanmayı seviyor, biz de onu sırtımıza atıp “dıgıdıg” oynuyoruz. Bye bye yapıp eliyle öpücük gönderebiliyor ve artık yanağımıza da öpücük kondurabiliyor.
Banyo zamanı dediğimiz zaman koşa koşa banyoya gidiyor. Artık üstünü banyoda çıkarıyoruz. Kollarını yukarı kaldırıyordu zaten ama bu ay artık pantolonunu çıkarırken ayağını da havaya kaldırmaya başladı ki kolay çıkarabilelim. En son bezle kaldığında da “hadi bezini de çıkar” diyoruz, çıkarıp çöpe atıyor. Sonra da koşa koşa küvetin yanına geliyor ki onu kaldırıp içeri koyabilelim.
23 Nisan 2017 – Doğa Çiftlik Evi / Gebze |
Ben ilk başlarda çöpü ulaşamasın diye tezgahın üzerine çıkarıyordum ama son 1 aydır artık yerde bırakıyorum. Kerem kapağını açıp, sanki elinde bir şey varmış gibi parmaklarını birbirine sürterek çöpe hayali bir şey atıyor, sonra kapağını kapatıyor. Biraz sert kapatıyor ama “yavaş, cici” dedikçe sanki anlıyor. Tek takıntısı o çöp kutusu kapağı düzgün kapanacak. Kapatana kadar uğraşıyor. Bazen içinden naylonu çıkarmaya çalışıyor. Hep hayır diyorum ama ne kadar beni dinliyor tartışılır. Şimdiye kadar çöpün içinden bir kere bir şey çıkardı. Onun dışında elini içeri pek sokmuyor.
Banyoda uzun vakit geçirmeye başladı. Şap şap sularla oynamaya bayılıyor, ben de bırakıyorum oynasın. en son dişlerini fırçalıyoruz ve ondan sonra ayağa kalkıyor onu çıkaralım diye. Artık Banyodan çıkarıp onu yere bırakıyorum. Eskiden direkt kucağıma alıp giderdik, şimdi yerde beni bekliyor ki havlusunu sarayım ona diye.
Kremlenip altını bağladıktan sonra bir oyunumuz var. Ayaklarını yüzüme dayayıp, 1,2,3 deyince beni itiyor, ben de “buuumm” diye geri giderken ses yapıyorum, bu sesi yapınca çok gülüyor.
İsterse çoraplarını çıkarabiliyor. Ayakkabılarını kendi giymeye çalışıyor ama tabiki beceremiyor. Dışarı çıkmak istediği zaman montunu veya ayakkabılarını getiriyor ve “atta” diyor. Çok sevdiği bir tulumu var, çekmeceden devamlı onu çıkarıp giymek istiyor.
Genelde sabah ben hazırlanırken tuvalete beraber giriyoruz. Geçen ay kapıları açmaya başlamıştı zaten. Ben içerdeyken kendi açıp giriyor. Eğer kilitlersem dışarıda çok ağlıyor o yüzden ben de izin veriyorum girmesine. Sanırım beni göre göre öğrendi. Ben klozetten kalkar kalkmaz, klozetin kapağını kapatıyor. Bizim kapak yavaş inenlerden, dolayısıyla “daaan” diye kapanmıyor, ses çıkmıyor. Sonra sifonu çekmeye çalışıyor ama “çekermiş gibi” yapıyor.
Banyodaki çekmeceleri çok uzun zamandır karıştırıyor. Ben tehlikeli olabilecek manikür pensi gibi kesici aletleri çekmeceden temizledim ama diğer her şey ojelerim dahil duruyor. Genelde ojeleri kemirmeyi tercih etse de, çıkarıp sırayla tezgaha dizip, sonra çekmecedeki yerine geri koymaya çalışıyor. Tuvalet kağıtlarını eskisi kadar yemiyor, alıp parça pinçik yırtıp küvetin içine atıyor. Bir de her sabah tartılıyor. Onu da benden gördü, banyoya girer girmez tartıya çıkmaya çalışıyor. Beceremezse ben çıkartıyorum.
Bizim evde ben eşyaya gelen zararı çok umursamam bu arada. Çöp tenekesini kırabilir, benim için hiç sorun değil, yeter ki kırılırken ona bir zarar gelmesin. O yüzden “gerçekten hayati tehlike” arz eden şeyleri etraftan kaldırıyorum ama diğer her şeyle oynamak serbest.
Konuşmasında hala pek bir ilerleme yok. Ne mama diyor, ne su. Baba da hala demiyor ama bizlerin kim olduğunu sorduğumuzda gösteriyor. Baba nerdeee? aaaaa diye işaret ediyor. Bu ay işaret parmağı ile göstermeyi iyice yapmaya başladı. Kitapların sayfalarını da çok güzel çeviriyor ve artık kitapları yemiyor.
Koltuklara isterse tırmanabiliyor ama genelde tırmanmıyor. Galiba zor geliyor. Ama koltuktan veya yataktan inmeyi öğrendi. Kenarına kadar gelip önce ayaklarını aşağı sarkıtıyor ve yavaşça parmakları yere değene kadar kendini sarkıtıyor ama yine de ben yalnız bırakmıyorum. Koltukta ve yatakta ayağa kalkmayı çok seviyor ve zemin itibariyle çok dengesiz ayakta duruyor. Her an yıkılabilir. O yüzden düşmesinden çok korkuyorum ve yalnız bırakmamaya çalışıyorum.
Bebek arabası veya arabayla gezmeyi ve salıncakta sallanmayı çok seviyor.
16 Nisan’da hava çok şükür ilk defa güzel olunca sahile gittik ve orada çimenlerde de koşturdu ve çok hoşuna gitti. Topla oynamayı ve diğer çocukların peşinden koşmayı seviyor.
Artık 18 ay t-shirtlerine geçtik. Hala carter’s ın kalıplarından vazgeçemiyorum. Ama LCW’den de tshirtler aldım. Çok ucuz mutlaka bakın.