Çalışan annenin dramı: iş seyahati
3-4 günlüğüne merkez ofise çağrıldığım şu günlerde bana yine afakanlar basmış durumda. Kerem’i nasıl bırakıcam, bensiz psikolojisi bozulur mu, onu terk ettim sanır mı… Gece uyur mu, memeyi bırakır mı gibi binlerce soru var kafamda.
Şubat sonu toplam 4 gece Kerem’i uyutamayacağım. Bunun aynısını Kerem’in 10 aylık olmasına yakın da yaşamıştık. O zamanlar anne sütünü biberonla içiyordu, mama vermiyorduk çünkü buzlukta baya süt vardı. Ama stoklar ben dönene kadar bitti ve 10 aylık olduktan sonra anne sütünün yanına azar azar mama da vermeye başladım.
Kerem şu an 13,5 aylık ve günde bir kere, sadece akşam uyumadan önce emiyor…du. Düne kadar. Dün ilk defa bilinçli olarak emzirmedim. Düşündüm ki, zaten artık süt çok azaldı ve iş için seyahate gitmeden emzirmeyi bırakmalıyım. Çünkü döndüğümde süt tamamen bitmiş olur ve istese de emziremem. Bu nedenle kontrollü bir şekilde kesmeye karar verdim. Gidene kadar 3 hafta boyunca geceleri ben uyutmaya devam edeceğim. Böylece öğrenecek ki, artık sütünü içtikten sonra meme yok, direkt yatak var. Ben yokken de babası uyutur ve ben döndükten sonra da bir gece baba bir gece anne şeklinde bir uyku düzeni geliştiririz.
Benim uyutmama çok alıştığı için akşam uykularında eğer bakıcı veya babası uyutursa bazen arıza çıkarabiliyor. Artık meme de olmadığına göre bana bağımlı değil, başka insanlarla da uyumayı öğrenmeli. Hem benim için hem kendisi için iyi bu. Her koşula ayak uydurabilen bir bebek olur. Hoş artık bebek değil, çocuk
Bu yurtdışı gezileri sanırım benim için çok daha zor oluyor. Her seferinde işi bırakmaya, istifa etmeye kalkıyorum. “Ne yapıyorum ben” diyorum, “çocuğumu başkası büyütüyor”, “ölüp gidicem değer mi çocuğumdan ayrı kalmaya”, “insan bu hayatta istediğini yapmalı, çocuğumu kendim büyütücem artık” gibi binlerce cümle kuruyorum… Çalışan her annenin geçtiği yollar kısaca…
Sonra… Sonra ne mi oluyor?! Tıpış tıpış işe gidiyorum. Saçma sapan şeylerle uğraşıp, iş konulu mailler atıp, bazen sinirlenip, hiç değmeyecek şeylere kafa yoruyorum. Ara ara, “ben ne yapıyorum?”, “bunları yapmak bana ne katıyor”, “niye evde oturmuyorum çocuğumla” diye düşünüyorum ve kendimi sorguluyorum. Okuduğum 2 üniversite, yaptığım yüksek lisans hiç gözümde değil. Zevk için okumuş olamaz mıyım?…
Sonra çocuğun gideceği oyun gruplarından, kreşe, ana okulundan ilk okula, kıyafetinden bezine kadar tonla masrafı düşünüyorum… 2-3 sene sonra tam zamanlı kreşe gittiğinde kendimi evde temizlik yaparken hayal ediyorum… Çünkü muhtemelen kurduğum onca “kendi işini kurup evden çalışma” hayallerimin hiçbiri gerçekleşmemiş olacak… Bu kadar uzun süre ara verdiğim ve yaşım geçtiği için de iş bulamayacağım, veya kendim bir daha iş hayatına geri dönmek istemeyeceğim ama evde de mutlu olamayacağım.
Bir de yalan yok, para kazanmak çok güzel bir duygu. Ama daha da önemlisi… çocuk bakmak dünyanın en zor işi!
Ama alternatif bir son yazılabilir mi sizce? Sosyal medyadaki yüzlerce belki binlerce “anne” arasından sıyrılıp, düzgün bir business plan ile tam zamanlı blog ve vlog işlerine girişsem, markalarla toplantıdan toplantıya koşsam, ürün tanıtımı üzerinden reklam geliri elde etsem…. Kulağa ne kadar kolay geliyor değil mi? Oysa belki de şimdikinden de yoğun çalışmak demek bu! Evden çalışma diye kurduğum hayal yine koca bir business’a dönüştü mü…buyrun burdan yakın! Çocuk yine bakıcılara kaldı desenize.
Video çekmek mesela, hiç de gözüktüğü kadar kolay değil. Deneyimleyerek görmek için bir youtube kanalı açtım, ve kendi en zorlandığım 2-3 konuda video çekip koydum; emzirme, süt sağma, uyku. Bu kadar kolay yazdığıma bakmayın. Senelerdir eğitim vermeme rağmen, hem de İngilizce, kameranın karşısına geçip Türkçe konuşamadım 🙂 Bir videoyu çekmem günlerimi aldı. Düzenlemeyi saymıyorum bile… En basit windows movie maker programını hızlıca kullanmayı öğrenmek aylarımı aldı… Ve youtube’a video yüklemek… Başlı başına bir konu.
Merak edenler için mevcut videolarım bu linkte… Ama anlattığım sebeplerden (zaman, zaman, ve zaman) toplam 5 videoda uzun süredir takılmış durumdayım.
En azından kurumsal hayattan kurtulmak için bir girişim yaptım ve hayalini kurduğum “evden çalışma” yöntemlerinin biri işe yarar mı göreceğim. Bu video işi şimdilik hobi… bu aralar işte başımı kaşıyacak vaktim yok, anca akşamları ve haftasonları sürdürebileceğim bir uğraş bu… Bakarsınız ilerlersem o zaman yeniden düşünürüm 🙂
“Eğlenceli” evden çalışma hayalime alternatif, kendi yetenek ve bilgi birikimim doğrultusunda Bodrum’a yerleşip, firmalara iş güvenliği danışmanlığı vermeyi de planlıyorum. En azından kısa vadede çok daha fazla para kazanabileceğim ortada.. ama işte yapmak istiyor muyum… bütün mesele bu!
Bu kadar yazdım yazdım ama… işte sevgili okuyucu… gel gör ki, hayatımda risk alıp atmam gereken hiçbir adımı atabilmiş değilim henüz. Girişimlerim olsa da, hala yerimde sayıyorum… ve her sabah iş yolunda direksiyon sallarken kendimi sahilde yürüyüş yaparken hayal etmeye, tabiki yanımda bebeğimle, devam ediyorum…
Hayat sen hayaller kurarken, gerçekten başına gelenlerdir….
Çalışan annelere selam olsun!