“Siz bunu kucağa alıştırdıysanız tabi!” | by Parcali Bulut
Sanırım doğurduğumdan beri (evet artık “doğurdum” diyebiliyorum, nedeni için bakınız Doğum Hikayem) en çok duyduğum ilk soru
1. Sütün yetiyor mu?
Yetmiyorsa napıcan sen mi emziricen? Yetiyorsa nolcak, fazla varsa kendine mi isticen? Mama vermek ayıp mı? Ben hiç vermedim, çok şükür gerek kalmadı ama gerek olsaydı da verirdim. Açlıktan ölsün mü bebek? Tamam anne sütü önemli, ama konu komşu, hastaneye gelen herkes, tanıdığım tanımadığım, sokakta gördüğüm teyze bile “emziriyor musun, sütün yetiyor mu” diye neden sorar, anneyi neden gerer hiç anlamam. Zaten anne dediğimiz kişilik daha anne olduğunun bile farkında değil. Bir panik yaşıyor, sudan çıkmış balık gibi ne olduğunu anlamış değil, tecrübe sıfır, bebek zaten ota boka ağlıyor, bir de elalem olan azıcık sütü de kesilsin diye anne’yi gerdikçe geriyor. “Hmm sütün su gibi, yaramıyor demek ki… aç bu aç”…
Küçük bir not: Mama vermediysem Efe sayesinde. Yoksa ben kafama göre dayamıştım çocuğa mamayı. Sanki aç gibi geliyor, sütüm yeterli miktar çıkmıyor gibi geliyordu. Internette gerekli gereksiz o kadar çok bilgi var ki. 3 haftalık bebek 60-150mL süt içer yazıyor. Yuh yani… 4 aylık oldu hala 150mL içmiyor, hangi bebekmiş o 3 haftalık 150 içen. İnsanı bunalıma sokar. Velhasıl bu gazla devamla emzirdim, memeleri de mahvettim ama tosun 28.gün beklenenden daha fazla kilo almıştı. Ama Efe olmasa belki de sütüm bugünkü gibi olamazdı.
İkinci soru da geliyor…
2. Uyuyor mu?
Hayır bizimki zombi, hep ayakta geziyor. Uyumuyorsa nolacak, senin mi uykuların kaçacak? Sen mi gece kalkıp uyutmaya çalışıcan? Veya kendi çocuğunla torununla kıyaslayıp “aaa bizim ki hep uyurdu, hay allah niye böyle oldu sizinki” diye anne’nin moralini daha da bozup “schadenfreude” mi yaşayacaksın? (Deyim Almanca… başkasının mutsuzluğundan mutlu olmak demek). İnsanımız çok acayip, kendisine uzaktan yakından dokunmayanı merak ediyor. Uyuyorsa napıcan, hasetinden çatlayacan herhalde.
Veee…. son zamanların en popüler sorusu…
3. Kucağa mı alıştı bu?
Ya nereye alışacaktı teyzecim? Sıcacık rahmimden yeni çıkmış, kendini dünyada geçirdiği ilk 3 ay zaten hala anne karnında zannediyorsa bu kuzu, sen söyle nereye alışsın? Yerde yatmaya mı? Tabiki kucağa alışacak, anne kokusu veya bir insanın sıcaklığını isteyecek. Yapışacak koala gibi, gömecek burnunu ya koltukaltına, ya boynuna, orda yaşayacak. Kalp atışını kendisine ninni yapmadan rahat edemeyecek.
Kabul ediyorum ilk başlarda çok moralim bozuluyordu. Bu çocuk niye pusetinde durmuyor diye. Ve kabul, şu anda da tabiki pusetinde dursa çok sevinirim, çünkü sırtım belim kopmuş durumda. Ama şöyle bir düşününce bebeğe hak verdim. Sırt üstü yatıp sadece gökyüzünü göreceğime, anneme yapışık gezip, onunla aynı seviyeden dünyayı görmek bana da daha eğlenceli gelirdi. İşte bunu kabul ettiğim an, herşey değişti. Kerem’le hayat benim için çekilebilir, hatta eğlenceli oldu. Çünkü beklentilerim değişti. Artık biliyorum ki bu bebek pusetinde 45dk uyuyacak sonra da kucağımda durmak isteyecek. Ben de bütün gezme planlarımı onun uyku düzenine göre yapıyorum. O uyurken yürümeyi tercih ediyorum. Uyandığında da bir Cafe’de oturmayı. Artık kucağımda destekli oturabildiği için gittiğim cafelerde Kerem kucağımda yemek de yiyebiliyorum, çay da içebiliyorum.
Evet, çokça ayakta dolanmak zorunda kalıyorum, Kerem kucağımda yürüyorum, onu gezdiriyorum, deyim yerindeyse onun ayakları ben oluyorum, veya annem, veya kayınvalidem, veya Efe. Artık kim kim çıktıysak… dönüşümlü gezdiriyoruz Kerem’i. Çok da mutluyuz, O’da biz de. Yeter ki o ağlamasın, ağlamadığı müddetçe bir problem yok.
Geçen gün Zanzibar’da Merih Anne kucağında Kerem’le gezinirken, bir teyze hemen laf attı “Anneanne misiniz?” Hayır, dedi Merih anne, Babaanneyim. Kadından gelen cevap… “Hmm, e babaanne kucağa alıştırdıysa tabi!”… Laf soktu balkabağı! Sıkıysa alma kucağına, öyle bir ağlıyor ki yer gök inler. Kaldı ki yazık değil mi? Niye ağlatayım? Babaanne falan değil, bizzat ben alıştırdım kucağa, var mı itirazı olan 🙂
Kucağa alışmayan bebek bir şehir efsanesidir. Ben, uyanıkken, annesinin yanında pusetinde oturan bebek görmedim. Belki yaşına geldiklerinde veya daha büyükler oturur, ama “bebek” hiç görmedim. Bence bunu görmek anormal olur zaten. Napıcak zavallıcık orda tek başına, ne dönebilir, ne kıpırdayabilir, tabiki bir eğlence isteyecek. En güzel eğlence de insan.
Ve herkes bebeklerini kucaklarında taşıdığı için sanırım bir diğerine salık veriyor; “Aman kucağa alıştırma!” Oldu… sen yaptın çünkü, ben kesin başarırım. Ayrıca alışsa ne olur? 7 kat el mi bu da ona kötü davrancaz, koyacak yerine, ağlasa da almayacaz. Ben yapmam… yapanı da eleştiririm.. ağlatmayın bebekleri.
Unutun artık yok öyle bir dünya… bunlar kucağa alışmıyorlar, kucak istiyorlar, sarınıp sarmalanmak, sıcaklık ve sevgi istiyorlar. Çünkü 3 aya kadar hala kendisini sizin içinizde zannediyorlar, 4. trimesteri dışarda geçiriyorlar. Sonrasında da şu koca dünyada bilip tanıdığı 3-5 insan var, güvende hissetmek için temas istiyor tabiki.
Bence doya doya da alın kucağınıza…. Kerem benim bu hayattaki tek çocuğum olacak (büyük ihtimalle – 2.ye hamile kalırsam vurun beni zaten… aynı şeyleri bir daha yaşadığımı düşünemiyorum). Ve zaman da hızla akıp gidiyor… gün geçtikçe de daha tatlı bir bebek oluyor… ve insanlar hep diyor… sev öp kokla, sonra istesen de gelmeyecek kucağına.
En azından ben böyle düşünüyorum.
Beyzacım eline fikirlerince sağlık harika yazıyorsun. Pusetinde oturan bebek görmedim demişsin bu yazında; belirtmeden geçemeyeceğim; Amerika'da çok var o bebeklerden. Hele de ikizse bu bebekler annesinin yanında tıpış tıpış otururlar! Tecrübeyle sabit! �� Tek bebeğim olsaydı dediğin gibi saatlerce kucağımda tutardım. Bebeklerin şımarması diye bir şey söz konusu değil. Hatta bence tüm dayatmalara rağmen bebekler anneyle uyumalı ama yine belirtmeden geçemeyeceğim; ikiz bebeği olan anneler maalesef uzun uzun bebeklerini kucaklarında tutamıyorlar… ��
Çok pardon okumadan post ettim bazı kelimelerde auto correction olmuş sevgiler
Elifcim, ikiz bebek apayrı birşey tabiki. Ben bir taneyle zor başa çıkıyorum 2 taneyi hayal bile edemiyorum. Allah sana ve tüm ikiz annelerine kolaylık versin. Haklısın tabi 2 tane olunca istesen de ne kadar tutabilirsin kucağında. Nasıl alıştırdın pusette durdurmaya ben de çok merak ediyorum. Bizimkinin ya huyu böyle, veya ben ağlatmaya hiç kıyamadım diye böyle oldu. Biraz da kıyamamaktan öte, öyle bir çığlığı basıyor ki, sen almasan yoldan geçen teyze alacak o derece. Seninkiler hiç ağlamadı mı pusette dururken? anlat valla belki bi ışık olursun